Kılıf Tasarla: Evde Telefon Kılıfı Yapımı, Tasarım İpuçları ve Kendi Markanı Kurma Rehberi
Telefon kılıfı dediğimiz şey aslında uzun süredir hayatımızda, ama birçoğumuz onu sadece “düşerse kırılmasın” diye alıyoruz. Oysa kılıf, artık sadece
Seo Paketleri
İÇİNDEKİLER
⭐ Bu İçeriği Yapay Zekâ (AI) ile Özetleyin:
İş dünyasında her şirket büyüme hedefiyle yola çıkar, ancak ekonomik dalgalanmalar, piyasa daralmaları, yanlış yatırımlar veya beklenmedik krizler nedeniyle işletmeler zor duruma düşebilir. Borçlarını ödeyemeyen veya ödemekte zorlanan firmaların karşısında birkaç seçenek vardır: iflas, yeniden yapılandırma veya konkordato. Bunların içinde konkordato, firmaya yeniden nefes aldıran ve borçlarını daha yönetilebilir hale getiren yasal bir mekanizma olarak öne çıkar.
Türkiye’de son yıllarda ekonomik dalgalanmalar nedeniyle konkordato başvurularında ciddi artış görülmüştür. Peki konkordato tam olarak nedir, nasıl ilan edilir ve şirketler için ne tür sonuçlar doğurur?
Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesiyle karşı karşıya kalan borçluların, alacaklılarıyla bir anlaşma yaparak borçlarını yeniden yapılandırdığı, iflastan korunma sürecidir. Türk Ticaret Kanunu ve İcra İflas Kanunu çerçevesinde düzenlenen bu sistem, hem borçlunun hem de alacaklıların menfaatini korumayı amaçlar.
Konkordato ve iflas sıklıkla birbirine karıştırılır. Oysa iki kavram arasında önemli farklar vardır:
Yani konkordato, şirketi kurtarmak için son bir fırsat olarak görülebilir.
Konkordato tek tip değildir. Duruma göre farklı türlerde uygulanabilir.
Borçlu ile alacaklılar arasında yapılan ve mahkeme onayıyla geçerlilik kazanan en yaygın konkordato türüdür. Borçların belirli bir kısmı silinebilir veya vade uzatılabilir.
Şirket iflas ettikten sonra da konkordato başvurusu yapılabilir. Bu durumda amaç, iflasın kaldırılması ve borçların belirlenen şekilde ödenmesidir.
Borçlu, malvarlığını alacaklılara devreder. Alacaklılar bu malları satarak alacaklarını tahsil eder. Bu yöntem Türkiye’de nadir kullanılan bir konkordato türüdür.
Konkordato ilanı belirli aşamalardan oluşur. Bu aşamaların her biri ciddi hazırlık gerektirir.
Borçlu şirket, konkordato talebi için gerekli belgeleri hazırlamalıdır.
Konkordato talebi şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yapılır.
Mahkeme başvuruyu inceledikten sonra “geçici mühlet” kararı verebilir. Bu süre zarfında borçluya icra takipleri durur. Geçici mühlet genellikle 3 aydır, gerekirse uzatılabilir.
Mahkeme, süreci denetlemek üzere bir veya birden fazla konkordato komiseri atar. Komiser, şirketin mali durumunu takip eder ve rapor hazırlar.
Geçici mühlet sonunda mahkeme, şirketin konkordato sürecini ciddiyetle yürüttüğüne kanaat getirirse kesin mühlet kararı verir. Bu süre 1 yıl olup 6 ay daha uzatılabilir.
Borçlu, hazırladığı ödeme planını alacaklıların onayına sunar. Belirli bir çoğunluğun onayı alındığında konkordato anlaşması yapılır.
Alacaklılarla yapılan anlaşma mahkemece onaylandığında konkordato resmen yürürlüğe girer.
Konkordato, hem borçlu hem de alacaklı açısından çeşitli avantajlar sağlar.
Avantajların yanında bazı riskler ve dezavantajlar da vardır.
Türkiye’de konkordato, özellikle 2018 ekonomik krizinden sonra büyük artış göstermiştir. O dönemde binlerce şirket konkordato talebinde bulunmuştur. Bu durum konkordatonun “iflas ertelemenin alternatifi” haline geldiğini göstermiştir.
Türkiye’de tanınmış bir inşaat firması 2018 yılında konkordato talebinde bulundu. Alacaklılarla yapılan anlaşma sonucunda borçların %40’ı silindi, kalan kısım 3 yıl içinde ödendi. Firma iflastan kurtuldu ve faaliyetlerine devam etti.
Bir tekstil firması konkordato ilan etti ancak hazırladığı ödeme planına uyamadı. Mahkeme konkordatoyu feshetti ve şirket iflas etti. Bu olay, konkordato ilan eden firmaların planlarını gerçekçi yapmaları gerektiğini gösterdi.
Yerel bir gıda üreticisi konkordato ilan ederek alacaklılarla anlaşmaya vardı. Firma borçlarını yapılandırdı ve üretime devam ederek bölgesinde büyümeyi sürdürdü.
Konkordato ilanı, sadece hukuki bir prosedür değil, aynı zamanda stratejik bir karardır. Süreç doğru yönetilmezse şirket iflasa sürüklenebilir.
Konkordato için çok geç kalınmamalıdır. Şirketin tamamen ödeme gücünü yitirmesi halinde konkordato işe yaramaz.
Alacaklıların güveni olmadan konkordato kabul edilmez. Bu nedenle süreç başlamadan önce diyalog kurulmalıdır.
Konkordato sürecinde banka kredileri, yatırımcı ortaklıkları veya devlet destekleri incelenmelidir.
Kurumsal yönetim ilkelerini uygulayan şirketler, alacaklıların gözünde daha güvenilir olur.
Konkordato yalnızca borç erteleme aracı değildir. Aynı zamanda şirketin iş modelini, maliyetlerini ve stratejilerini gözden geçirme fırsatıdır.
Konkordato, ekonomik dalgalanmaların yoğun olduğu ülkelerde daha da önem kazanacaktır.
Konkordato, iflasın eşiğine gelmiş şirketler için bir kurtuluş yolu olabileceği gibi, kötü yönetildiğinde sonun başlangıcı da olabilir.
Doğru stratejiyle;
Türkiye’de birçok örnek gösteriyor ki konkordato, yalnızca bir “borç erteleme” değil, aynı zamanda bir yeniden doğuş fırsatıdır.
Markalar için en önemli ders şudur:
Konkordato ilan etmek bir yenilgiden çok, geleceğe yatırım yapabilmek için kazanılmış zaman demektir.
Telefon kılıfı dediğimiz şey aslında uzun süredir hayatımızda, ama birçoğumuz onu sadece “düşerse kırılmasın” diye alıyoruz. Oysa kılıf, artık sadece
Dijitalleşme çağında ticaret, fiziksel mağazalardan internet ortamına taşındı. Bugün milyonlarca insan alışverişlerini bilgisayar veya telefon üzerinden yapıyor. E-ticaret, yani elektronik